4/23/2010

bir değerlendirme: turkcell süper lig'de hakem olmak

Son zamanlarda Turkcell Süper Lig'imize yeni bir adet geldi.. "Takımları aleyhine verilen hakem kararlarını, slaytlar halinde futbolseverlerle paylaşarak, bakın bu federasyon bizi ne hale getirdi, görüyor musunuz yenilen puanlarımızı?" şeklinde yaygara yapmak. Sıklıkla Aziz Başkan ve Fenerbahçe Yönetimi'nin başvurduğu bu yöntemi artık, Adnan Polat ve Yıldırım Demirören de kullanmaya başladı. 


Fabio Bilica'nın sondaj çalışmalarından sonra iyice ayyuka çıktı video görüntüleri, slayt gösterileri... Mail gruplarında, bloglarda, haber sitelerinde, sosyal paylaşım sitelerinde gün geçmiyor ki yeni bir görüntüyle karşılaşmayalım. 


Fenerbahçe'nin hazırladığı görüntüleri izliyorum, "vayy bee, hakikaten haklıymış Aziz Başkan, şu Fenerbahçe'ye yaptıklarına bak!"diyorum. Abdulkader Keita'nın attığı yumruklar, tekmeler var görüntülerde.. Ama Diego Lugano'nun ve Fabio Bilica'nın neredeyse her maçta rakiplere yaptıkları hareketler yok! Fenerbahçe'ye verilmeyen penaltılar gösteriliyor, haklılar bu konuda, oldukça fazla. Ama daha geçen hafta Diego Lugano'nun Bobo'nun topunu elle kestiği verilmeyen penaltıdan bahsetmiyor. Rakiplerinin ofsayttan attıkları goller gösteriliyor, hakemler nasıl görmemiş bu ofsaytları diye şaşırıyorum.. Ama nedense mesela Emre Belözoğlu'nun rakiplerine her maçta ettiği küfürlerin kırmızısız kalmasının görüntüleri hiç yok... Rakiplerin kendilerine kasti yaptığı faullerin görüntüleri var, ama Volkan Demirel'in her maçta yaptığı ahlaksız hareketlerin görüntüleri yok. Volkan Demirel üstüne üstlük çıkıp diyor ki "Galatasaray'lı arkadaşlarımız ayıp ediyor, dışarıda abi diyorlar, sahada küfrediyorlar" Kendisi rakibine küfretmekten beter hareketler yapıyor, hakemler de ses çıkarmıyor. Fabio Bilica'nın yaptığı o hareketten sonra Fernerbahçe Yönetimi tarafından bileti kesilir, kesin yollarlar diye düşünürken, kulüp futbolcusunu savunan açıklama yapıyor: "olur böyle şeyler uzatmayın" diyor.. Keşke Ümit Özat tribünlerden bu kadar küfür yerken, ya da Rüştü Reçber taraftardan dayak yerken de bu kadar sağlam dursalardı futbolcularının arkasında. Aklım karışıyor...

Sonra Adnan Polat çıkıyor kamera karşısına, diyor ki: "Siz bakmayın Aziz Başkan'ın gösterdikleri görüntülere, biz sessiz kalıyoruz diye böyle yapıyor.. Alın bakın bize neler yapmışlar.." İzliyorum Galatasaray'ın hazırladığı görüntüleri, "Aman Allah'ın, yemişler Galatasaray'ın hakkını, neler neler yapmışlar böyle.." diyorum. Kadıköy'de taraftarın kötü tezahüratının görüntüleri var, Hasan Şaş'ın kafasına atılan yumurtanın görüntüleri var, ama daha bir kaç sezon önce Ali Sami Yen'in koltuklarının yarısı  sahadayken, Fenerbahçe'li futbolcuların atılan sularla sırılsıklam olduğunun görüntüleri yok. Verilmeyen penaltılarının görüntüleri var, Abdulkader Keita'nın rakiplerine attığı yumrukların ve tekmelerin görüntüleri yok. Yanlış ofsayt kararıyla kesilen ataklarının görüntüleri var, ama Sabri Sarıoğlu'nun Emre Belözoğlu'nun boğazuna sarıldığının görüntüsü yok. Verilmeyen penaltılarının görüntüsü bir sürü var, ama Giovani dos Santos'un Eskişehirspor maçında kendini yere atıp kazandırdığı penaltının görüntüleri yok. Arda Turan çıkıp diyor ki "Bana çok faul yapıyorlar, hakemler de ses çıkarmıyor bu duruma", sonra açıklanıyor ki Arda Turan en çok faul yapılan ilk 20 futbolcu arasında değilmiş. Sarı-Kırmızılı cephede de bir eksiklik var gibi. 

Bakıyorum acaba Yıldırım Demirören ne diyor bu konuda, onun görüntülerinde bir tarafsızlık var mı diye.. Ne gezer.. Hepsinden beter. İbrahim Üzülmez'in geçen maçta kesilen ofsaytı için yaygara koparırken, Uğur İnceman'ın sezonun ilk yarısında oynanan Fenerbahçe maçında ofsayttan attığı golden bahseden yok. Diego Lugano'nun eliyle kesitiği topta penaltılarının yendiğini iddia ediyorlar, haklılar da.. Ama yine ilk yarıdaki maçta İbrahim Üzülmez'in Gökhan Gönül'e arkadan yaptığı verilmeyen net penaltıyla ilgili de konuşsalar olmaz mı? Fabian Ernst, Emre Belözoğlu'na hiç bir şey yapmadı ama kırmızı gördü diye yakınırken, İnönü'de oynanan maçta Oscar Cordoba'nın Semih Şentürk'e kasti olarak attığı tekmeye, penaltı ve de kırmızı kart vermeyen hakeme neden ses çıkarmıyorlar? İbrahim Toraman, "Emre'nin maçta ettiği küfürleri hakem görüyor ama sesini çıkarmıyor.." Kendisinin ve kaptanı İbrahim Üzülmez'in ettiği küfürleri unutuyor sanırım. Anlıyorum ki hakemden yakınmanın takımla, yönetimle, renkle alakası yok.. 

Öyle bir futbol ortamına geldik ki, yenilen takımın teknik direktörü, rakibi iyi analiz edemediğini ve iyi taktik veremediğini söyleyeceğine, giydiriyor hekeme. Yenilen futbolcu, iyi oynayamadıklarını söyleyeceğine, saydırıyor hakeme.. Penaltı dışında tek bir pozisyon bile yakalayamadan derbiyi bitiren Beşiktaş'lı futbolculardan tek biri bile itiraf etmedi ne kadar kötü oynadıklarını. E neden etsinler ki... Fabio Bilica, kazmasaydı noktayı kazanacaklardı kesin. Hakem son dakikalarda İbrahim Toraman'a kırmızı vermeseydi, kesin kazanacaklardı, Gökçek Vederson'a verilen kart doğruymuş gibi.. Kayserispor Teknik Direktörü Tolunay Kafkas çıkıp federasyona ve hakemlere sitem ediyor, 3 büyükleri kayırıyorlar diye, son 8 maçta sadece 2 galibiyet alabilen takımına özeleştiri yapacağına. Kasımpaşa Teknik Direktörü Yılmaz Vural, "küçük takım büyük takım ayrımı yapıyor hakemler" diyor, takımı ilk yarıda Kadıköy'de oynanan Fenerbahçe maçında ofsayttan 2 gol attığı halde...

Sir Alex Ferguson'un bir gün çıkıp da "bu maçı tamamen hakem yüzünden kaybettik" dediğini hiç duymadım, ya da Josep Guardiola'nın.. Tamam bazı maçlardan sonra hakemlerin yönetimini beğenmediklerini söylüyorlar ama, kalkıp da yenilginin tüm faturasını hakeme kesmiyorlar. Bu sezon Şampiyonlar Ligi 2. Tur ilk maçında Barcelona deplasmanda Stutgart ile 1-1 berabere kalmıştı. Ve ben Barcelona'yı yenildikleri son Inter maçında bile bu kadar aciz görmemiştim. Alman ekibi o kadar iyi oynuyordu ki o maçta, eleyeceklerini bile düşünmüştüm bir ara. Ama hakem Bjorn Kuipers adeta Barcelona'ya çalıştı o maçta.. Stutgart'ın iki penaltısını vermedi, iki net pozisyonunu ofsayt diye kesti. Tüm kararlarını İspanyol ekibinden yana kullandı. Ama Stutgart Başkanı Edwin Staudt, kalkıp bu pozisyonların videolarını hazırlayıp göstermedi kimseye. Bu sadece bizde adet çünkü.. Dünyada sadece hakemlerden bizim takımlar çekiyor çünkü... Yine Avrupa Ligi'nde bu sezon Galatasaray-Atletico Madrid maçında Luis Perea'nın topu elle tuttuğu pozisyona penaltı vermeyen İtalyan hakem de mi Aziz Başkan'ın baskısından etkilenmişti? Demek istediğim dünyanın her yerinde, her liginde hakemler böyle hatalar yapabiliyorlar, ama sadece biz bu hataların kasıtlı olduğunu düşünüyoruz.

Eskiden kariyerleri açısından derbi maç yönetmek isteyen hakemler, artık derbi maçlardan 10 gün önceden dua etmeye başlıyorlar her gece.. Derbiye atanmamak için. Riski düşünsenize, nasıl karar verirse versin, ne kadar adil davranırsa davransın, iki takımdan biri mutlaka mutsuz olacak ve federasyonu görece çağıracak. Hakemin istifasını isteyecek,  düdüğünü asmasını söyleyecek. Zor zanaat hakemlik, hele Türkiye'de, hele bu yönetim anlayışıyla...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder